Pazartesi

Ogün Samast’ın tahliyesi: Beklenen ve beklenmeyen

(17 Kasım 2023, Gazete Oksijen)


Gazetemiz Agos, Çarşamba akşamları baskıya gidiyor. Bu Çarşamba, gazetemiz baskıya gittikten birkaç saat sonra ajanslara bir haber düştü: Ogün Samast tahliye edilmişti. Gazetemiz için saat kaçmıştı, ancak elbette internet sitemizden haberi hızla yayınladık. 

Karışık duygular içinde yaptık bunu elbette. Haberi bir an önce yayınlamak gerekiyordu, ama söz konusu olan, gazetemizin kurucusu ve genel yayın yönetmeni, her şeyin ötesinde ağabeyimiz Hrant Dink’in öldürülmesi ile ilgili, hem sarsıcı, ama aynı zamanda sürpriz de olmayan bir haberdi. İşimiz, duygusal açıdan pek de kolay değildi. 

Haberi onlarca telefon ve mesaj arasında, mümkün mertebe hukukî arka planını da vererek, sitede yayınladık. Ancak olayın ağırlığını o telefon trafiğinde ve o saatlerde yaşamak, hissetmek çok zordu. Şimdi bu karışık duygular içinde, yani haberi aldıktan iki saat sonra, bu kararın bizim için ne manaya geldiğini anlatmaya çalışayım.

Öncelikle Ogün Samast’ın çok da uzak olmayan bir gelecekte tahliye edileceğini biliyorduk elbette.  Çünkü suçu işlediğinde 18 yaşından küçüktü. Fazla bir ceza almayacaktı. 22 yıl ceza almıştı ama 15 yıl yatıp çıkacaktı. Kendimizi buna hazırlamıştık.

Fakat şöyle bir durum vardı. Samast “örgüt üyeliği”nden ceza almamıştı. Dink Ailesi avukatları geçtiğimiz yıllarda bu yönde bir yargılama talebinde bulundular. Mahkeme de bu yönde bir ceza verdi. Ancak Yargıtay bu örgüt üyeliğini “zaman aşımı”na sokmuş. Yani “zaman aşımı”na girecek cinste bir örgüt üyeliği görmüş.  Dolayısıyla ek bir ceza almadı Samast. Bu ayrıntıyı Ogün Samast’ın tahliye edildiği gece öğrendik hepimiz. 

Ne demeli şimdi bu duruma? Trabzon’da bir grup milliyetçi gence, Hrant Dink’in öldürülmesi gerektiği söylenmiş, fotoğrafları gösterilmiş, silah temin edilmiş. Emniyet, Jandarma, bu grubun her adımını izlemiş, ne yapılacağını biliyorlarmış. Hatta Trabzon Emniyet İstihbarat Şubesi, İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesi’ne “Hrant Dink’e yönelik ses getirecek bir eylem yapılacaktır, İstanbul’daki bağlantılar araştırılsın” demiş. Bu bağlantılar araştırılmamış, (sonradan araştırılmış gibi evrak düzenlenmiş) ve Trabzon Emniyeti bu grubu izlemeyi her ne hikmetse, cinayetten bir süre önce bırakmış. İstanbul Emniyeti ise “Ses getirecek” eylemden artık ne anladıysa, Hrant Dink’i koruma gereği duymamış. 

Cinayetten sonra Ogün Samast yakalanmış. Samsun’da Türk bayrağı önünde fotoğrafları çekilmiş, sırtı sıvazlanmış (“Konuşturmak” içinmiş bu, sonra öyle dediler). Samast ile hareket eden grup da yakalanmış. Ama ne olmuş biliyor musunuz? Cinayette ihmali ya da payı olan kamu görevlileri hakkında dava açmak 2016 yılına kadar kadar mümkün olmamış. Oysa bütün bu süreçte AİHM, “Etkin soruşturma yapılmamıştır” kararı vermiş, Devlet Denetleme Kurulu, 28 Ocak 2011 'de başlattığı incelemeyi tamamlayarak, "Dink'in yaşam hakkının korunmasında ağır kamu hizmeti kusuru vardır" sonucuna ulaşmış.

2016 yılında başlayan kamu görevlilerinin yargılandığı dava sürecini yakından izledim. Hemen hemen tüm duruşmalara katıldım. O duruşmalar boyunca şu bilgi hiç aklımdan çıkmıyordu. Cinayetten 11 ay önce Trabzon Emniyeti, İstanbul Emniyeti’ne o mâlum yazıyı göndermişti: “Ses getirecek eylem”. Üstelik Trabzon Jandarması da Yasin Hayal grubunun Dink’e yönelik bir eylem yapacağından haberdardı. Yani devlet, neredeyse tüm kurumlarıyla, Hrant Dink’in hedefte olduğunu, o meşum günün en az 11 ay öncesinden beri biliyordu. Hiçbir şey yapmamışlar. 

Şimdi, bunları bildiğiniz zaman Ogün Samast’ın tahliyesi, daha da karışık duygular yaratıyor. Twitter’a, sosyal medyaya bakıyorum. İnsanlar haklı olarak isyan ediyor. Hrant Dink’in katili nasıl 16 yıl, 10 ay yattıktan sonra serbest kalabilir? Gayet haklı bir soru. Evet fail, cinayet işlendiğinde 18 yaşından küçüktü ama Türkiye’yi sarsan bir cinayetin faili, elini kolunu sallayarak gezecek mi şimdi?

Öyle görünüyor ki, gezecek. Hukuki açıdan yapacak bir şey yok. Yani vardı, ama yapılmadı, yukarıda “örgüt üyeliği” faslında bahsetmiştim. Bu durumda da Samast’ı (biraz da koşullu salıverme, biraz da  “iyi hal”i gözeterek) tahliye etmiş mahkeme. 

Evet gezecek çünkü Türkiye bu cinayetle yüzleşmedi. Hatırlayalım, hiç unutmayalım:  Hrant Dink Ermeni olduğu için öldürülmüştü. Daha doğrusu Ermeni olduğu için bu kadar kolay öldürüldü. Türkiye’de yüz binlerce adalet savunucusu var, Dink’in öldürülmesinin acısını yüreğinde hisseden milyonlarca Türk, Kürt, Alevi, Laz, Çerkes, Rum, Yahudi, Arap var. Ancak bu cinayet Türkiyeli Ermeniler açısından daha derin bir acıyı tarif ediyor. Bu cinayet, bir avuç kalmış ve onlarca yıldır hedef haline getirilmiş Ermeni toplumunun ödediği çok büyük bir bedeldi.  Bunu tarif ediyor.

Tekrar edelim: Türkiye bu cinayetle yüzleşmedi. Hrant Dink Cinayeti, uzun yıllar iktidar tarafından siyaseti yönlendirecek bir araç olarak kullanıldı. 2015’e kadar bir tarafı işaret etti iktidar, 2015’ten sonra başka bir tarafı. Oysa, açık seçik görülüyor ki, devlet, tüm kanatlarıyla, şu ya da bu biçimde, ister başını öte yana çevirerek, ister görevini ihmal ederek, bu işin içindeydi. En önemlisi Hrant Dink’in nasıl hedef haline getirildiği, cinayete adım adım giden yolun nasıl döşendiği hiç araştırılmadı, sorgulanmadı. Hrant Dink’i “Bir güvercin tedirginliğinde yaşamaya” mahkûm edenler, mahkemeye çıkmadı. 

Velhasıl, “Vur” diyenler ortaya çıkmadı, çıkarılmadı.  Evet onlarca kamu görevlisi, bürokrat, polis şefi yargılandı, hüküm giydi. Hâlâ süren davalar var. Ama bu cinayetin arkasındakileri, “Vur” diyenleri hâlâ görebilmiş değiliz. 

Ogün Samast belki çevresinde kahraman gibi karşılanacak. Belki iç dünyasında yaşadıklarıyla yüzleşecek. Ya da belki de yeni bir yargılamayla tekrar hapse girecek. Şu aşamada, gecenin bu vaktinde, bunları bilmiyoruz. Şunu biliyoruz: Evet Ogün Samast’ın 16 yıl 10 ay sonra tahliye edilmesi bir yük. Ama bu cinayetin 16 yıl 10 aydır hâlâ aydınlatılmaması çok daha büyük bir yük. 

Hepimiz için. Yani, umarım öyledir. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder